baba

Mario Puzo'nun yazdığı Coppola'nın sinemaya aktardığı 'Baba' filmini bilmeyenimiz yok sanıyorum. Özellikle belli bir dönem çok iyi bilir romanı ve filmi.

edebiyat ve sinema

Jon Lewis  Coppola'nın 'Baba'  filmi üzerine iyi bir çalışmayla karşımıza çıkıyor.

Ünlü 'Baba' filmi ve kitabı  arasındaki farklılıkları gösteriyor yazar, kitabın ilk sayfalarında.

Edebiyat sinema arasında kurulan kimi ilişkiler yapıt boyunca yer yer veriliyor. Örneğin, Aşk Öyküsünün (Love Story) sinemaya uyarlanışı gibi.  Romanın aslı ne kadar ve ne şekilde sinemaya aktarıldı? Farklı şekilde aktarılırken bunun yönetmen ve senarist penceresinden ne ifade ettiği gibi birçok soruya da yanıt bulabiliyoruz.

asimilasyon, kapitalizm ve gangster filmleri

'Baba' filmi bir yanıyla Amerikan'ın asimilasyoncu yönünü ortaya koyarken, yapıt bir yanıyla da Amerikan rüyasının sonunu gösteren bir film olarak gösyeriliyor. Filmde, kahramanımız kendini ne kadar Amerikalı hissederse etsin o sonuçta İtalya'dan göç etmiş birisi olarak görülüyor. Açıkçası o Amerikalı değil İtalyan Amerikalı'dır deniliyor.

"Baba'daki aile melodramı, modern Amerika'da la via vecchia'yı benimsemeye devam etmenin güçlüğü ile ilgilidir. Filmi yönetmek için anlaşmaya imza attığında Coppola'nın ilk basın toplantısında söz vrdiği üzere, Baba'da örgütlü suç yalnızca bağlamdan ibaretti. Çok daha önemli olanı, Corleonelerin göç ve asimile olma dramıydı, aile melodramın içeriğiydi."(s.93)

'Baba' ve öteki gangster filmleri (Yaralı Yüz, Küçük Sezar, Halk Düşmanı)  arasındaki farklılıklar ortaya konuluyor. Önceki filmlerin ıslahatçı yönüne dikkat çekilirken 'Baba'nın farklılığına dikkat çekiliyor, kapitalizm ve gangster filmleri anlatılırken.

Sinemacılığının temel ilkesi olarak "Göstermek herzaman anlatmaktan iyidir." diyen Coppola Baba adlı filmini  anlatan yapıtın çok hacimli olmaması ve anlaşılır bir dil kullanılması okumayı/ anlamayı kolaylaştırıyor.

Mustafa ASLAN

-------------

Baba, Jon Lewis, Çeviren: Alfa Yayınları-Sinema, I. Basım:Alfa Yayınları, İstanbul, Ağustos 2014