Cinder
‘Cinder’ Marissa Meyer’in geleceğin dünyasını anlattığı yapıtlarından ilki olarak çıkıyor karşımıza. Fairest, Scarlet ve Cress gibi yapıtları olan Meyer’in, geleceğin dünyasının anlattığı bu kitabı Artemis Yayınları arasında okurla buluşturuldu.
poe’dan marissa meyer’e sayborglar
1893 yılında Edgar Alan Poe’nun “Tüketilen İnsan” adlı kısa öyküsüyle ilk kez gündeme getirdiği sayborgları Marissa Meyer’in ‘Cinder’ adlı romanında görüyoruz. Sadece sayborglar mı? Hayır androidleri de unutmadan hemen eklemek gerekiyor.
“Beşinci adımında ayağındaki vidaların kırıldığını işitti. Olması gerektiğinden fazla esnemiş tendolar gibi, kabloları bir bir kopuverdi. Bacağının dibindeki güç kaybını hissetti -ki zaten sistemi de beynine çoktan onu kör eden, uyarıcı bir mesaj göndermişti.” (s. 393)
cinder ya da külkedisi
Ünlü Külkedisi masalını okumayanımız ya da dinlemeyenimiz yok gibidir. Marissa Meyer ‘Cinder’ adlı yapıtına adını veren kahramanıyla geleceğin dünyasında bir Külkedisi tipi sunuyor okura. Külkedisi masalındaki temel kahramanların hepsi var, bu kitapta. Üvey anne ve üvey kardeşlerle yapıtın hemen ilk bölümlerinde karşılaşıyoruz. yapıt boyunca da Cinder Üvey annesi Andy ile anlaştığı görülmüyor. Oysa Cinder vebaya yakalanan üvey kız kardeşi Poeny için birçok öz veride bulunuyor. Okura da bu arada davranışlarıyla iletiler gönderiyor, bir sayborg olan kahramanımız.
‘metalden seksi baldırlı’
Cinder, Ay Ülkesinden gelmiş Yeni Pekin’în en ünlü mekanik ustası ve metalden seksi baldırları olan bir sayborg olarak okura sunuluyor. Elbette yapıta adını veren kahramanımızın özellikleri bunlarla bitmiyor. Kahramanımız Ay Ülkesi’nden olduğu için, üvey annesi Andy’nin eşi tarafından evlatlık alınıyor. Neden mi? Andy’nin eşi android sistemleri tasarlayan birisinin asıl yapmak istediğinin biyoelektrik kontrolü olduğu belirtiliyor.
“ ‘Görünüşe göre öyle. Aycı yeteneği, aslında beyin gücünü kullanarak elektromanyetik enerjiyi kontrol altına alabilme becerisidir. Bu yeteneğin kullanılmasını önlemek beyin sapına uzanan sinir sisteminde değişiklikler yapılmasını gerektirir ve bunu yaparken tüm motor kabiliyetiyle, his duygusunun korunması….’ “ (s.254)
beşinci dünya savaşı mı?
Marissa Meyer ‘Cinder’ adlı yapıtında Beşinci Dünya Savaşı’ndan söz ediyor. Çok ayrıntılara girmese de, savaş gerginliğinin yeryüzünden Ay’a doğru da tırmanığı görülüyor. Doğu Uluslar Topluluğu’nun bir parçası olan Yeni Pekin’de olaylar sırasında yine sınırların olduğu görülüyor. Dördüncü Dünya Savaşı’nın ise birleşmeyi sağladığı belirtilerek, her yılın dokuzuncu dolunayında Dördüncü Dünya Savaşı’nın bitişinin kutlaması yapılıyor.
“ ‘O zaman belki ülkelerin birleşmesini ve bugünkü birliklerin ortaya çıkmasını sağladığı için, Dördüncü Dünya Savaşı’nın yapılmış olmasını sevinçle karşılamalıyız.’ ” (s.287)
Marissa Meyer ‘Cinder’ ve süreri (Fairest, Scarlet ve Cress) olan yapıtlarında geleceğin dünyasını anlatıyor. Geleceği merak etmeyen var mı?
Mustafa ASLAN
—————-
Cinder, Marissa Meyer, Çeviren:Deniz Arı, I. Basım: Artemis Yayınları, İstanbul, Aralık 2014